`
YEŞIL VATANI KORUMAK

YEŞIL VATANI KORUMAK

İKLIM DEĞIŞIKLIĞININ ETKILERINE BAĞLI OLARAK DÜNYADA BULUNAN TÜM EKOSISTEMLER ARTAN BIR TEHDIT ALTINDADIR. ARTAN SICAKLIK, KURAKLIK, DÜZENSIZ YAĞIŞLAR BIYOTIK VE ABIYOTIK ZARARLILARIN ORMAN EKOSISTEMLERI ÜZERINDEKI ETKILERINI ÇOK DAHA FAZLA ARTIRMIŞTIR. TÜM DÜNYADA ORMAN YANGINLARININ ŞIDDETI, SAYISI VE YANAN ALANLARIN BÜYÜKLÜĞÜ ARTIŞ EĞILIMINDEDIR.

Orman Yangınları: Küresel Eğilimler, Etkiler ve Türkiye Bağlamı

Orman yangınları, tarih boyunca doğal ekosistemlerin bir parçası olmuş; ancak günümüzde insan etkisiyle büyük felaketlere dönüşmüştür. Dünya genelinde yılda ortalama 340 milyon hektar alan orman yangınlarından etkilenmektedir. Bu yangınlar sadece ağaçları değil, aynı zamanda biyoçeşitliliği, toprak kalitesini ve hava temizliğini doğrudan etkilemektedir. Özellikle tropikal ormanlar, karbon yutağı olmaları nedeniyle yangınlardan en fazla zarar gören ve iklim değişikliğini tetikleyen alanlardır.

İklim değişikliğinin etkilerine bağlı olarak dünyadaki tüm ekosistemler artan bir tehdit altındadır. Artan sıcaklık, kuraklık, düzensiz yağışlar; biyotik ve abiyotik zararlıların orman ekosistemleri üzerindeki etkilerini çok daha fazla artırmıştır. Tüm dünyada orman yangınlarının şiddeti, sayısı ve yanan alanların büyüklüğü artış eğilimindedir. Son yıllarda kuzey ülkelerinde bile şiddetli orman yangınlarının görülmeye başlaması bu değişimi kanıtlayan en iyi örnektir. Dünya üzerinde yapılan bilimsel raporlara göre Akdeniz havzası ve özellikle Doğu Akdeniz çok hızlı bir şekilde ısınmaktadır; hatta en çok ısınan bölgelerden biridir.

Küresel ısınma, yangın mevsimlerini uzatmakta ve yangınların daha şiddetli geçmesine neden olmaktadır. Örneğin Avustralya 2019–2020 “Black Summer” yangınlarında yaklaşık 18 milyon hektar alan yanmış ve 3 milyardan fazla hayvan etkilenmiştir. Benzer şekilde Kaliforniya, Brezilya, Kanada gibi ülkelerde de rekor düzeyde yangınlar meydana gelmiş, hem doğa hem de yerleşim alanları zarar görmüştür. Bu yangınların ortak özelliklerinden biri, yeterli önlem alınmaması ve yangın yönetim planlarının eksik uygulanmasıdır.³

Nature Ecology & Evolution’da yayınlanan yeni bir çalışma, dünyadaki en aşırı orman yangınlarının sayısının ve yoğunluğunun son yirmi yılda iki katına çıktığını göstermektedir. Tasmanya Üniversitesi araştırmacıları, 2003–2023 döneminde yangınların yaydığı enerjiyi, uydu tabanlı bir sensörle (yangın radyasyon gücü) hesapladı. 30 milyon yangın tespit edildi; en fazla enerji açığa çıkaran ilk 2.913 (yüzde 0,01) “en aşırı” yangın olarak sınıflandı. Çalışma, bu aşırı yangınların daha sık hale geldiğini, sayılarının son yirmi yılda ikiye katlandığını, şiddetli yanmadan etkilenen alan yüzdesi ve karbon emisyonlarının küresel olarak arttığını gösteriyor. Orman yangınlarının felakete dönüşmesinin arkasında iklim ve kara örtüsü değişikliği bulunmaktadır.⁴

Kaynak (4): Biber, A. B. (2024). Aşırı orman yangınları sadece yirmi yılda iki katına çıktı. TRT Haber. https://www.trthaber.com/haber/dunya/asiri-orman-yanginlari-sadece-yirmi-yilda-iki-katina-cikti-866297.html

Allianz Commercial’ın “Yükselen Risk Trendleri 2025” raporuna göre, orman yangınlarının sıklığı, şiddeti ve coğrafi dağılımı son yıllarda iklim değişikliği, insan faaliyetleri ve değişen arazi kullanım modelleri nedeniyle önemli ölçüde artmıştır. Hızlı yayılımları, dünya genelinde çeşitli sektörlerde ve bölgelerde büyük riskler oluşturmaktadır. Ocak 2025’teki yıkıcı Los Angeles orman yangınlarının örnek verildiği rapora göre; Batı ABD, Batı Kanada, Güney ve Doğu Avustralya ve Güney Avrupa, orman yangınlarına en çok maruz kalan coğrafi bölgelerdir. İklim krizi; yakıt yüklerini artırarak, yakıtları kurutarak, rüzgârları güçlendirerek, şimşek aktivitesini artırarak ve istilacı yanıcı türleri teşvik ederek riskleri yükseltmektedir. Son 10 yıllık dönem (2015–2024), 1850’den bu yana en sıcak 10 yıl olarak kayıtlara geçerken, 2024 en sıcak yıl olarak rekor kırmıştır. Orman yangınlarından etkilenen insan ve mülk sayısı da artmaktadır. Küresel sigortalı kayıplar, 2000’lerde 8,7 milyar $ iken 2010’larda 56,3 milyar $’a yükselmiştir (6 kattan fazla). Raporda, hasar ve iş kesintisi açısından kamu hizmetleri, enerji, gayrimenkul, inşaat, tarım ve ulaşım en riskli sektörler olarak belirtilmektedir.⁵


Orman Yangını Dumanı ve Asit Yağmurları

Salınan dumanların içerisinde mikroskobik partiküller, su buharı ve bazı gazların kompleks bir karışımı vardır. Bu gazlar; karbon monoksit, karbondioksit, su buharı, hidrokarbonlar, organik kimyasallar, metan, nitröz oksit, azot oksitler, uçucu organik karbon ve eser mineralleri içerir. Mikroskobik partiküller 2,5 mikrometrenin çok altındadır (yaklaşık insan saçının 1/70’i kalınlığında).

Atmosfere çıkan kükürt dioksit ve azot oksitler, asit bulutları oluşturur ve bu bulutlar 1.500 km kadar uzağa taşınabilir. Bu asit bulutları; yağmur, kar, sis, çiğ veya kuru parçacıklar halinde yeryüzüne düşerek asit yağmurlarına neden olur.⁶ Özellikle tatlı su ekosistemleri asitlik değişikliklerine çok duyarlıdır. Toprak asiditesinin artması, bitki örtüsü ve ekosistem çeşitliliğini önemli ölçüde etkiler. Yağmur sularının niteliğindeki bozulma; yeraltı ve yerüstü su kaynaklarını olumsuz etkiler. Bu suları ana kaynak olarak kullanan bitki örtüsü aynı zamanda suyun toprakta depolanmasında elzem rol üstlenir. Topraktaki bu dengenin bozulmasıyla vejetasyonun gelişimi ve su depolama görevi sekteye uğrar. Yangın sonucunda oluşan materyallerin su yollarına karışması, su kirliliği ve su tedariği sorunlarına yol açar.


Orman Yangın Türleri (Türkiye)

Orman yangınları, orman ve çevresinde bulunan yanıcı maddeleri kısmen veya tamamen yakan ve geniş alanlara yayılabilen yangınlardır. Türkiye’de örtü ve tepe olmak üzere iki tür orman yangını vardır:

  • Örtü yangınları: Orman toprağını, ölü ve diri örtüyü yakan yangınlardır.

  • Tepe yangınları: Ağaç ve ağaççıkların tepelerini de yakarak ilerler. Ormanın örtüsü, ağaç gövdeleri ve tepeleri çeşitli şiddette yandığından ağaçlar genellikle kuruyup canlılığını kaybeder. Bu nedenle daha tehlikelidir.


Türkiye’nin Orman Varlığı

Türkiye’nin orman arazisi büyüklüğü 20.703.122 hektardır. Bu veri esas alındığında, ülke alanının %26,4’ü orman arazilerinden oluşur. Karşılaştırma için: Almanya %30,7, Yunanistan %46,7, İtalya %47, Japonya %67,8, ABD %32,4, Finlandiya %76,7. Buna göre yurdumuz, ormanca orta zenginlikte bir ülke konumundadır. Yine de Türkiye, ormanca zengin Avrupa ülkeleri ile orman yoksulu Orta Doğu ülkeleri arasında bir orman adası görünümü sergiler.


Türkiye’de Yangınların Zamanlama ve Nedenleri

  • Orman yangınlarının %97’si, yaz kuraklıklarının yaşandığı Haziran–Ekim ayları arasında görülür.

  • Yangınların %32’si, 12.00–15.00 saatleri arasında başlar.

  • Yangınların %88’i gündüz, %12’si gece saatlerinde çıkar.

Bu veriler, yangınların nedeninin büyük ölçüde insan kaynaklı olduğunu göstermektedir; zira gündüz saatleri insan aktivitelerinin en yoğun olduğu zaman dilimidir.¹⁰

Yangın sebepleri istatistiklerde dört ana başlıktır: kasıt, ihmal–kaza, doğal (yıldırım/şimşek), sebebi bilinmeyen. Açık ara insan etkisi öndedir; kasıt ve ihmal her yıl yanan alanların %60+’ına neden olmaktadır.¹²
Kaynak (12): Özyer, B. (2025). Türkiye’deki Ormancılık İstatistikleri Ne Anlatıyor? Greenpeace. https://www.greenpeace.org/turkey/blog/turkiyedeki-ormancilik-istatistikleri-ne-anlatiyor/

Genellikle ülkemizde orman yangınlarının ana aktörü insan olmuştur. Orman yangınlarının %88’i insan kaynaklıdır. Yanan alan bakımından ise bu oran %97’lere çıkmaktadır. Bu sebeple vatandaşların bilinçlendirilmesi ve daha dikkatli olmaları hayati önemdedir.¹³

İhmal–kaza alt kırılımlarında:

  • İhmal: Anız, çöplük, avcılık, çoban ateşi, sigara, piknik.

  • Kaza: Enerji, trafik.

  • Diğer” başlıkları da verilir. Son beş yılda enerji hatları başı çeker; onu anız yangınları izler. (Kaynak: 12)


Yangın Davranışı ve Yayılım Dinamikleri

Orman yangın davranışı; yanıcı madde, topoğrafya ve hava hallerine bağlıdır. Zaman ve konum açısından değişken olmaları ve yanıcı madde nemi ile yayılma oranı üzerindeki etkileri nedeniyle hava halleri en önemli faktördür.

  • Yanıcı madde nemi, yangının başlaması, büyümesi ve gelişmesini önemli ölçüde etkiler.

  • Sıcaklık, bağıl nem, rüzgâr hızı, yağış; yanıcı madde nemini belirleyen başlıca değişkenlerdir.

  • Yangınlar genellikle düşük bağıl nem ve yüksek sıcaklık dönemlerinde çıkar. Mevsim normallerinin üzerinde sıcaklık görülen dönemlerde yangın sayısı ve yanan alan artar.¹⁶

Isı transferi: İletim, konveksiyon, radyasyon ve kütle taşınımı ile gerçekleşir. İnce yanıcı maddeler (ibre/yaprak, <0,6 cm dal, kabuk parçaları) kor veya yanar halde konveksiyon sütunu ile rüzgârın da etkisiyle ileri taşınarak nokta yangınları oluşturur. Düşük nem, yüksek rüzgâr ve yüksek şiddet koşullarında (örn. Manavgat yangını) ana yangın hattının önünde çok sayıda nokta yangını görülür. Nokta yangını atma potansiyeli, yanıcı madde nemi, rüzgâr hızı ve yangın şiddetine bağlıdır.

Yangınların verdiği zararı en aza indirmek için en kısa sürede çıkış noktasının tespiti ve ilk müdahale kritik önemdedir. Ormanlarda, ölü veya canlı; örtü veya tepe tabakasında kolay tutuşan bol miktarda organik yanıcı madde (çalı, kuru-ince dal, kuru kütük, yaprak, kozalak vb.) bulunur.

  • Yangınlar genellikle örtü yangını olarak başlar; alev boyunun yükselmesi ve merdiven etkisi ile tepe yangınına dönüşebilir.

  • Tepe yangınları; uzak mesafede nokta yangınları oluşturur, yangın hattını genişletir ve doğrudan müdahaleyi çoğu kez imkânsız kılar.¹⁸

  • Erken tespit ve riskli alanların izlenmesi, ilk müdahale süresini kısaltır; hasar ve maliyeti düşürür.


İlk Dakikaların Önemi: Su Miktarı Örneği

Araştırmalara göre yangın söndürmede kullanılan su miktarı:¹⁹

  • Yangın ilk çıktığı anda: 1 litre su ile söndürülebilir.

  • 2. dakikada: 100+ litre su gerekir.

  • 10. dakikada: 1.000+ litre su yetersiz kalabilir.


Orman Yangınlarında Vatandaşların Yapması Gerekenler²⁰

  • Yangın görüldüğünde Acil Çağrı 112 veya Orman Yangını 177 aranarak hemen ihbar edilmeli.

  • Yangın başlangıç aşamasındaysa ilk müdahale yapılabilir; büyüdüyse doğrudan müdahale edilmemeli.

  • Yangın sırasında özel araçlarla bölgeye gidilmemeli; söndürme araçlarının geçişi engellenmemeli.

  • Panikle araçla orman yolundan kaçılmamalı; yolun yangın/duman/devrilen ağaç nedeniyle kapanabileceği unutulmamalı.

  • Yerleşim yerine yakın alanlarda, ormana sınır bahçe ve konutlar olanaklar dâhilinde ıslatılmalı.

  • Tahliye durumunda yetkililerin komutlarına uyulmalı; riskli bölgelerde tahliye çantası hazır tutulmalı.

  • Denize yakın ise, deniz kenarında teknelerin alabileceği noktalarda toplanılmalı.

  • Resmî kanallar ve uzman bilgilendirmeleri takip edilmeli.

Paylaş:
FAHRİ ERENEL

yorum Yap

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlendi *